Sepetinizde herhangi bir ürün bulunmamaktadır.
Doğal ürünlerin değerinin daha bir bilinir olduğu, hemen herkesin gerçekten “organik” ürünlerin peşine düştüğü zamanlarda yaşıyoruz.
Tıpkı çocukluğumuzda annelerimizin bizim için hazırladığı gibi ıhlamur çayları hazırlayıp hastalıklara savaş açıyor, zencefili, balı evimizden eksik etmiyoruz.
Peki ama tüm bu “şifalı bitkiler”i ne kadar tanıyoruz?
En bilineninden adını belki de hiç duymadıklarınıza dek, mutlaka tanışmanız gereken şifalı bitkileri tüm yönleriyle tanımaya, bu şifalı bitkilerin faydalarını, nasıl kullanıldıklarını ve varsa yan etkilerini, zararlarını öğrenmeye hazırsanız sizi hemen aşağıya doğru alabiliriz.
Buyurunuz, karşınızda mutlaka tanışmanız gereken şifalı bitkiler…
Zaten hemen hepimizin bildiği ve özellikle kışın mutfaklarından eksik etmediği bir bitki ıhlamur. Mis kokulu yaprakları sayesinde hemen tanıyabildiğimiz ender bitkilerden olan ıhlamur, Marmara Bölgesi’nden Kuzey Anadolu’ya ülkemizin birçok bölgesinde yetişebiliyor.
Ihlamur, aslında hepinizin bildiği gibi en çok kurutulmuş yaprakları ve çiçekleri demlenip çay haline getirilerek tüketiliyor. Bunun için kullanılacak malzemeleri çeşitlendirmek de yine size düşüyor.
Sade bir ıhlamur çayı için gerekli malzemeler sadece şunlar: Bir tutam kurutulmuş ıhlamur ve 1 su bardağı kaynamış su.
Ihlamur çayı nasıl yapılır: Kaynatıp bir kenara aldığınız suyun içine ıhlamur yapraklarını ve çiçeklerini atın, yaklaşık 10 dakika kadar bu şekilde demlenmesini sağlayın. Ardından yaprakları ayırmak için süzün ve afiyetle için.
Ancak dilerseniz, diğer birçok şifalı malzemeden de destek alabilir, hazırladığınız bu çayın içine bal ya da tarçın gibi çeşitli malzemeler ekleyebilirsiniz tabii, tercih sizin.
Zencefil, Afrika’dan Hindistan’a kadar dünyanın birçok farklı bölgesinde yetişebilen bir bitki olmasının yanı sıra kullanım alanlarının çokluğu ve faydalarıyla da dünya çapında büyük hayran kitlesine sahip olan bitkilerden bildiğiniz gibi.
Tıpkı ıhlamur gibi akla en çok kış aylarında gelse de o da aslında tazesiyle, tozuyla tüm yıl evinizde bulunması gerekenlerden.
Zencefilin faydaları da aslında bir bir saymaya başlayınca sonu gelmeyecek kadar fazla ama biz yine de herkesin bilmesi gerekenleri şöyle aşağıya bırakalım.
Zencefilin birçok kullanım şekli bulunuyor yukarıda da söylediğimiz gibi. Taze olarak yemeklere, salatalara ve hatta tatlılara eklenebilen zencefil, toz haliyle de kendine birçok tarifin içinde yer buluyor. Bunun dışında faydalarından maksimum düzeyde yararlanmak isteyenler onu genel olarak zencefil çayı yaparak değerlendiriyor ya da bal-zencefil karışımı hazırlayarak tüketiyor.
Çörek otu tarlalarda yetiştirilen ve boyu yaklaşık 50 santimetreye kadar ulaşabilen bir bitki aslında. Bizim çörek otu olarak andığımız o siyah küçük taneciklerse yine bu bitkinin dallarından çıkarılıyor ve tam bir şifa deposu olarak önemli işlere imza atıyor.
Yüzlerce yıl öncesinde tedavi amaçlı olarak kullanılan bitkilerden biri olan çörek otu, zamanla faydaları unutulup mutfaklara sadece lezzetiyle konuk olmaya başlamış bitkilerden. Oysa minicik cüssesinin altında öyle çok fayda saklı ki… Öğrenince siz de bize hak vereceksiniz, eminiz.
Çörek otu en çok poğaçaların, böreklerin üzerine serpiştirilerek mutfaklarda boy gösterse de aslında onun faydalarından yararlanmak için çörek otunu daha farklı şekillerde de kullanmak gerekiyor. Dilerseniz bir kase yoğurdun içine serpiştirerek tüketebilir, salatalarınızın içine ekleyebilir ya da piyasada kolayca bulabileceğiniz çörek otu yağını harici olarak kullanarak cildiniz için fayda sağlayabilirsiniz.
Önemli bir uyarı: Çörek otunu asla ara vermeden, her gün kullanmayın. Güçlü etkileri olduğundan vücudunuza hiç fark etmeden zarar verebilirsiniz, aman diyelim. Eğer bir gün yaklaşık 1-2 yemek kaşığı kadar kullanırsanız en az 1 ya da 2 gün ara verip yeniden 1 gün tüketmelisiniz.
Sarımsağın ne olduğunu hepimiz çok iyi bildiğimize göre, onu uzun uzun anlatmaya gerek yok. Birçok uzmanın günde en az 1-2 diş yememizi önermesi de boşa değil üstelik. Yüzlerce yıllık geçmişi olan, eskiden bu yana “doğal antibiyotik” olarak anılan sarımsak ne işlere yarıyor, öğrenmenin zamanı şimdi.
En bilinen faydalarından biri, sarımsağın tansiyonu dengelemede büyük rol oynadığı bildiğiniz gibi. Bunun yanı sıra sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirmede de en etkili olan bitkilerden bir tanesi. Peki ya bunlardan başka?
Sarımsak hem çiğ hem de pişmiş olarak birçok yemeğin içine, cacık, salata gibi yancı lezzetlerin içine dahil olabiliyor. Tek başına da şifa niyetine yiyenler olduğu biliniyor. Öyle ki bu konuda birçok araştırma yapılıyor.
Keçiboynuzu, hemen her aktarda karşımıza çıkan, tatlıların bile içine dahil olabilen efsane bir lezzet. Kendisi baklagiller ailesinin bir üyesi olmasıyla şaşırtıyor, tarihinin 4 bin yıl öncesine dayandığı söyleniyor. Akdeniz ikliminin hakim olduğu yerlerde kolayca yetişen keçiboynuzunun faydalarıysa insanı kendine hayrane diyor.
Keçiboynuzunun içinde bol bol mineral ve vitamin bulunuyor. Doğal olarak vücuda neredeyse tepeden tırnağa fayda sağlıyor desek yanlış olmaz. O faydalar neler mi? Hemen anlatalım.
Keçiboynuzu biraz sert bir bitki olsa da kuruyemişçilerde ve aktarlarda bulabileceğiniz halini tek başına yiyenler bulunuyor ancak bu, dişlere zarar verebileceğinden dileyenler keçiboynuzunu toz haline getirip ya da toz halinde satın alıp tatlı yapımında kullanabiliyor. Keçiboynuzu, çay olarak da tüketiliyor.
Kaynakça: https://yemek.com/sifali-bitkiler/